Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak: "Karabuğday rengindeki esmer simasının üzerinde bir çift duru bakışlı güvela gözleri vardı."- E. E. Talu. Pürüzsüz (ten): "Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı."- Y. K. Karaosmanoğlu. mecaz Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup). "duru" nasıl hecelerine ayrılır du-ru
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük