kırık
| |||||
kırık Kırılmış bir şeyden ayrılan parça: "Cam kırığı."- . Kemiğin bir etki ile kırılması: "Kolunda kırık yok ama çıkık var."- . Bir şeyin kırılan yeri: "Bunun kırığı neresinde?"- . Kırıntı: "Ekmek kırığı."- . Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul. sıfat Kırılmış olan: "Kırık pencereden ay, ışığını donduran bir soğuklukla odaya akıyor."- H. E. Adıvar. sıfat Melez: "Kırık tazı."- . sıfat Tam nota göre düşük olan (not): "Üç dersten kırığı var. Kırık not."- . sıfat Saf renkten hafif uzaklaşmış: "Kırık beyaz."- . sıfat, mecaz Gücenmiş, üzgün: "Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış."- B. Necatigil. Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın. Fay. "kırık" nasıl hecelerine ayrılır kı-rık İlgili Kelimelerkaynamakkeskin kırıkçı kırıkçılık kırıkkaleli kırıkkalelilik kırıklama kırıklamak kırıklık kırılıp dökülmek binişmek cebire çelebi delice sınık sınıkçı sulakyurt taşı ölçeyim traksiyon hasandede üzümü | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |