kırıntı
| |||||
kırıntı Bir şeyden ayrılan küçük parça: "Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper."- S. F. Abasıyanık. mecaz Küçük kalıntı: "Babamdan biraz kırıntı kalmasa beyin parasıyla bu sosyete hayatının yanına yaklaşabilir miyiz?"- H. E. Adıvar. halk ağzında Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun. "kırıntı" nasıl hecelerine ayrılır kı-rın-tı İlgili Kelimelerkırıkkırıntı külte kırıntılı | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |