korumak
| |||||
korumak Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek: "Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur."- O. S. Orhon. Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek: "Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu."- R. Enis. (-i) Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek: "Yurdu korumak."- . (-i) Tehlikeli, zararlı durumları önlemek: "İlaçla meyveleri korudu."- . (-i), mecaz Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek: "Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi."- . (-i), mecaz Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek: "Geleneklerini koruyorlar."- . (-i), mecaz Karşılamak, denk gelmek: "Bu işin geliri masrafını korumaz."- . "korumak" nasıl hecelerine ayrılır ko-ru-mak İlgili Kelimelerdizlikduldalamak duldalanmak emniyet altına almak esirgemek etten duvar örmek Görüp gözetmek gözetmek gözlemek himaye etmek kanadı altına almak kavzamak kollamak kollarını açmak koruma kucak (veya kucağını) açmak kuron muhafaza altına almak muhafaza etmek mukayyet olmak örtmek sahabet etmek sahip çıkmak sahiplenmek sakınmak saklamak sıyanet etmek vikaye etmek | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |