kılavuz TÜRKÇE SÖZLÜK - KıLAVUZ - kılavuz
Ana sayfa


kılavuz
  • SÖZLÜK ANLAMI

  • Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber:
    "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik."- F. R. Atay.

    Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb:
    "Öğrenci kılavuzu."- .

    Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse.

    mecaz Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse:
    "Kılavuzumuz Atatürk'tür."- .

    denizcilik Kılavuz gemisi.

    denizcilik Kılavuz kaptan:
    "İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır."- .

    teknik Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç.

    teknik Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.

    sinema Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası.

    "kılavuz" nasıl hecelerine ayrılır
    kı-la-vuz



    İlgili Kelimeler

    delalet
    kılavuz
    kılavuzlama
    kılavuzlamak
    kılavuzluk
    öncül
    öncül olmak
    öne düşmek
    refakatçi
    rehber
    rehberlik
    yol göstermek
    yordam


    Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri
    Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri |

    Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı,
    dizinler halinde 120.000 türkçe kelime içinde gezme ve arama
    ayrıca anlam girebilme imkanı, geniş kapsamlı türkçe sözlük


    ©2005 birsozluk.com

    2,539063E-02