taşımak
| |||||
taşımak Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek: "Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı."- S. F. Abasıyanık. Üstünde bulundurmak: "Boynunda asılmış gümüş bir köstek taşırdı."- Y. K. Beyatlı. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek: "Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur."- S. Birsel. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak. (nsz) Giymek: "Devlet üniforması taşıyordu."- H. Taner. Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak: "İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler."- İ. Özel. mecaz Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek. (nsz), mecaz Duymak, hissetmek: "İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar."- T. Dursun K. "taşımak" nasıl hecelerine ayrılır ta-şı-mak İlgili Kelimelergötürmekmücehhez olmak taşıma | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |