çatlamak
| |||||
çatlamak Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak: "Eğer çay doldururken bardak çatlarsa, üzerlerinde nazar olduğuna hükmeder, gidip bir koşu ateşte tuz çevirirdi."- E. Şafak. Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak: "Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı."- A. H. Tanpınar. mecaz Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan, ağlamaktan ölecek duruma gelmek veya ölmek. (-den), mecaz Sıkıntı, sevinç, yalnızlık, heyecan, sabırsızlık, kıskançlık vb. ruhsal durumları aşırı derecede duymak: "Neredeyse sevincinden yüreği çat deyip ortasından çatlayacaktı."- Y. Kemal. "çatlamak" nasıl hecelerine ayrılır çat-la-mak İlgili Kelimeleratmakçatlama | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |