ön
| |||||
ön Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı: "Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor."- A. Ümit. Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı: "Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim."- B. Felek. Bir kimsenin ilerisi: "Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi."- S. F. Abasıyanık. Yakın gelecek zaman: "Önümüz kış."- . Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü: "Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık."- P. Safa. Önce olan, ilk: "Ön söz. Ön görüşme."- . Civar, yöre: "Kanlıca önlerine geldiler."- . sıfat Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan: "Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım."- A. Gündüz. "ön" nasıl hecelerine ayrılır ön İlgili Kelimeleraçıktanadam sendeci ağız değişikliği ağız değiştirmek ağzına geldiği gibi ahbap çıkmak akit vaadi aldırış etmemek aldırmak alemdar alivre altıncı duyu altıncı his altüst böreği aman dilemek amana gelmek ANADOLU anıt aperitif apriori aramak ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz arka (veya geri) planda kalmak arka plan arka planda artık göl astasım aşama aşama sırası avan proje avangart avans avans almak avans çekmek avans vermek ayağına bağ vurmak ayak tutmak ayaklar altına almak ayrıklık bakmak baltacı basıp geçmek baş çekmek baş olmak başlangıç başta gelmek bayrak bayraktarlık etmek belirmek belli başlı | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |