yer
| |||||
yer Dünya. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân: "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?"- M. Ş. Esendal. Gezinilen, ayakla basılan taban: "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu."- H. Taner. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge: "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır."- R. N. Güntekin. Durum, konum, vaziyet: "Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir."- . Ülke. Görev, makam: "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?"- M. Ş. Esendal. Önem: "Uçağın yurt savunmasındaki yeri."- . İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa: "Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar."- . Ekime elverişli toprak parçası, arazi: "Çorak yerde ot bitmez."- . Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal: "Toplantı yeri. Kaza yeri."- . Otel, motel vb.nde kalınacak oda: "Yeriniz var mı?"- . Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye: "Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi."- H. Taner. mecaz Durum, konum: "Sen benim yerimde olsan ne yapardın?"- . "yer" nasıl hecelerine ayrılır yer İlgili Kelimeler... gözüyle bakmakabesle iştigal etmek (veya uğraşmak) açıkta bırakmak açıkta kalmak (veya olmak) adamcık ademimerkeziyet ademimerkeziyetçi ademimerkeziyetçilik ağır küre ağırlık ahbaplığa dökmek akaç akarsu akıllılık etmek aklını şaşırmak alçak almak altın keseği anlam çıkarmak arama ruhsatı araşit aratmamak arazi arz arz cazibesi arziyat atlıkarınca atmosfer ayakucu AYRI ayrıksı yıl azonal barınmak basma başucu başucu noktası batı bayırlaşmak beledi bitki coğrafyası boşboğaz boylam bu bu arada burgu cambaz camsı cephe cıva gibi coğrafya | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |