boş
| |||||
boş İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı: "Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler."- A. Gündüz. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal: "Boş kadro."- . Yapılacak işi olmayan, işsiz: "Bugün sabah boşum, gelebilirsin."- . mecaz Verimsiz. mecaz Anlamsız: "Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?"- N. Hikmet. zarf, mecaz Habersiz, hazırlıksız bir biçimde: "Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım."- O. Pamuk. mecaz Bilgisiz: "Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar."- S. F. Abasıyanık. mecaz Bir işe yaramayan, yararsız: "Yaşlı başlı insanlarız, dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz."- R. N. Güntekin. "boş" nasıl hecelerine ayrılır boş İlgili KelimelerAÇIKaçıklık ağzına kadar ağzını tutmak anten ayazda kalmak ayazlamak aylak olmak aylaklık etmek ayran ağızlı ayrılmak başına iş çıkmak batıl berhava olmak beyhude beyhude yere bırakmak bir kalem geçmek boku bokuna boş kafalılık boş yere boşa vermek boşalabilme boşalabilmek boşalım boşalış boşalıverme boşalma boşalmak boşaltabilme boşaltabilmek boşaltı boşaltılabilme boşaltılabilmek boşaltılış boşaltılıverme boşaltılma boşaltılmak boşaltım boşaltış boşaltıverme boşaltma boşaltmak BOŞAMA boşanabilme boşanabilmek boşandırılma boşandırılmak boşandırma boşandırmak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |