parça
| |||||
parça Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey: "Yolun bu parçası bozuk."- . Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime: "Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır."- H. Taner. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül: "On parçadan yapılmış bir oda takımı."- . Tane: "Üç parça elbiselik kumaş."- . Pasaj: "Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım."- R. N. Güntekin. Müzik eseri. Nesne: "Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı."- A. Kutlu. mecaz Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz: "Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun"- K. Kamu. argo Güzel, alımlı kız veya kadın. "parça" nasıl hecelerine ayrılır par-ça İlgili Kelimelerbireşimbiyopsi yapmak bölük bölük bölünmez bütün çatlamak çekilmek çıngı çiğ çiğ yemek dağılmak dilim dilim döküntü hurda inkısam integral kalem kalem kesekli kesip biçmek kırpmak kısım kıta Kurgulamak lime lime lime lime lime etmek lime lime olmak MOBİL modül MODÜLER paralamak paralanmak parça parça parça parça etmek parçacıklı parçacılık parçalama parçalamak parçalanış parçalanma parçalanmak parçalatma parçalatmak parçalattırma parçalattırmak parçalayabilme parçalayabilmek parçalayıcı parçalayıcılık parçalayış pare | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |