zayıf
| |||||
zayıf Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan): "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım."- S. M. Alus. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan: "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."- . mecaz Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan: "Zayıf bir yapı."- . mecaz Önemli, güvenilir olmayan: "Zayıf bir bilgi."- . mecaz Çok az: "Zayıf bir ihtimal."- . Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan: "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."- . isim Başarısızlığı gösteren not. mecaz Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz: "Zayıf bir öğretmen."- . mecaz Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan: "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu."- A. Gündüz. "zayıf" nasıl hecelerine ayrılır za-yıf İlgili Kelimelerargınarık arıklık canı cebinde cılızlaşmak çelik gibi çerden çöpten çirozluk daralmak duyarlık düdük gibi kalmak düşürmek eritmek fasulye sırığı gibi göbeğini eritmek iğne yutmuş ite (veya maymuna) dönmek ince incelmek incerek kafes gibi kağşamak kak kara kuru kara maşa kavruk kıl kuyruk kikirik kuru lagar leylek gibi marsık maşa gibi meryemanakandili mum gibi nahif süzük telesimek tıfıl tüy sıklet vücuttan düşmek yufka zafiyet geçirmek zayıf düşmek zayıflama zayıflamak zayıflatma zayıflatmak zayıflayış zayıflık zekat keçisi | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |