sıkıntı
| |||||
sıkıntı İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı."- P. Safa. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm."- A. Gündüz. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim."- S. F. Abasıyanık. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi."- İ. O. Anar. mecaz Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu."- B. Felek. "sıkıntı" nasıl hecelerine ayrılır sı-kın-tı İlgili Kelimeleracısını almakağır ağırlık ağırlık olmak ak ana kuzusu atmak ayağının bağını çözmek azaplı azapsız baş belası başağrısı başağrısı olmak başı dara düşmek başı derde girmek başı dönmek başına bela olmak (veya kesilmek) başını derde sokmak bir bu eksikti biti kanlanmak boğucu boğuntu boğunuk bun bunaltı bungun bungunlaşmak bungunlaştırmak bungunluk bunlu bunsuz burnunu sürtmek (veya burnu sürtülmek) canı tatlı canını almak cefalı çatlamak çenesini bıçak açmamak çile çıkarmak (veya doldurmak) çileli çöpsüz üzüm dar dar gelmek daraşlık derdine deva bulmak dikensiz dimdik dişiyle tırnağıyla dumanlı dünya varmış efendi gibi yaşamak | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |